İSMAİL CANSU

İSMAİL CANSU



Aramızdan ayrılışının yıldönümünde arkadaşım yoldaşımla ilgili düşüncelerimi onu tanıyan dostlarla paylaşmak istiyorum .
Sevgili dost insan Haydar 'la 1963 te lise de okurken tanıştık. O ikinci sınıf edebiyat bölümündeydi. Benden bir sınıf önde. Anımsadığıma göre okuma alışkanlığı kazanmış kendi çapında küçük bir kitaplık edinmişti.Onun kitaplarından bizde ödünç alıp okuyorduk (daha ziyade öykü ve romanlar) Haydar Bektaş ' da ne gibi özellikler var diye sorulursa buna şöyle yanıt verebilirim: canayakın,neşeli,arkadaş canlısı,dürüst,kişilikli güvenilir biridir.

Haydar liseyi bitirdikten sonra İ.Ü. edebiyat fakültesi 'ne girdi. Bende liseyi bitirip öğretmen okulunun fark derslerini verip sınıf ögretmeni olarak Haydar 'ın köyü Elarap' a atandım.(1969)O yıllarda iletişim olanakları çok sınırlıydı. Sabit telefon bile yaygın değildi. Genellikle mektupla haberleşiyorduk. Biz Haydar' la tatilde köye geldiğinde görüşüyor , öğrencilik yıllarımızdan ve güncel olaylardan bahsediyorduk.

Yine unutamadığım ve takdir ederek söylemek istediğim , aynı zamanda herkeste olması gereken okuma alişkanlığının artarak devam etmesi idi. O zamanlar köyde okurken elinde gördüğüm Marx' ın Kapitali idi Üniversiteyi bitirip lise edebiyat öğretmeni olarak göreve başladı (1970 yılların başi) Yanlış hatırlamiyorsam 75-76 yıllarnda kısa bir dönem Tokat Eğitimde öğretim görevlisi olarak çalişti.Asıl söylenmesi gereken ülkedeki demokrasi ve hak alma mücadelesinin önemli bir bileşeni olan öğretmen hareketinin içeresinde Haydar Hoca 'yı aktif olarak görüyoruz.Siyasi kargaşadan dolayı rahat bir çalişma ortamı kalmadığından kısa zamanda Tokat Eğitim 'den kendi isteği ile Yalınyazı Ortaokulu 'na atandı. Daha önceki dostluğumuz Yalınyazı 'ya gelmesinden dolayı daha da arttı.1970 li yılların sonlarına doğru Maşat ve çevresindeki öğretmenler olarak sosyal ve siyasal çalişmalar yapıyorduk.Ayda bir eğitim semineri düzenliyorduk. Dostluk ve yoldaşlik ilişkilerimiz gün geçtikçe artarak devam ediyordu Bu çalişmalarla örğütlü olmanın güzelliği ve bilincinin geliştiğini söyleyebilirim.1970' in sonuna doğru ülkenin içinde bulunduğu siyasi atmosfer yüksek , düzene karşi halkin öfkesi ve muhalefeti gelişiyor. Bu gidişattan tedirgin olan sistem sürdürücüleri 12 Eylül 1980 darbesini ABD nin teşvik ve desteği ile gerçekleştirdiler. 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte ülkede ilerici , devrimci , demokrat avı başladı. Bundan bizlerde nasibimizi aldık. Hayda Hoca ve birkaç arkadaşi sudan gerekçelerle tutuklandı. Bir müddet cezaevinde kaldıktan sonra beraat ettiler.Hoca cezaevinden çiktiktan sonra tayin isteyerek İskenderun 'da calişmaya başladı. Yıllar sonra menfur bir hastalık erken denecek bir yaşta zamansız olarak onu aramızdan aldı. Haydar Hoca gibi birikimli , insanlara en çok yararı olacağı bir zamanda yaşama veda etmesi hem eşi , dostu , çevresi hemde toplum ve ülke için büyük bir kayıp olmuştur. Bir yıl gibi kısa bir zaman sonra eşi Esma 'yı kaybetmemiz ailesi ve dostlarını çok daha fazla üzmüştür. Tek tesellimiz Haydar Hoca 'da ki iyi meziyetleri bilip yararlanabilirsek işte o zaman yüreğimize su serpilmiş olacaktır.Son olarak söylemek istediğim başta çocuklarının , aile çevresinin , dostlarının tanıdıklarının Haydar Hoca' nın dürüstlüğünü , aydın kişiliğini , sevecenliğini , hoşgörülü , örgütlü ve mücadeleci oluşunu örnek almasını diliyorum.

Sevgili Haydar Hoca anılarımızda yaşayacaksın.

Arkadaşın İsmail CANSU